Sayfalar

31 Temmuz 2014 Perşembe

SEN BENİM DİĞER YARIMSIN


Normalde aşk kitapları seven biri değilim. Aşka inanmamda tıpkı yazar gibi. Evet yazar aşka inanmıyor. İronik .) ve Romeo&Juliet’ i bile dalga geçerek kahkahalarla okumuştum. Tıpkı baş karakterimiz Poppy’ nin yaptığı gibi. Kulağa tuhaf  geldiğini farkındayım ama  aşka inanmayan bir karakterin aşkını okumak o kadar da kötü değil hatta bence güzel. Edward Cullen takıntılı bir twiglight hayranı olmayan bir ana karakter mi? İŞTE BUNU SEVİYORUM. Bu kitabı okumaya çok odun olduğumu iddia eden yakın bir arkadaşımın zoruyla başladım. Kendime bir yeşil çay yaptım. Kulaklıklarımı taktım ve kulaklarımdaki ağır müziğin ruhuna zıt düşerek aşk romanımı elime aldım. Ve balkonun köşesine yerleştim. Bana sorarsanız bayram tatili dediğiniz şeyin tamda böyle olması gerektiğini söylerim.
KİTAPLAR+KALİTELİ MÜZİK =HUZUR

Kitabı şaşırtıcı derecede sevdim. Bir aşk kitabını sevdiğimi söylemek zor oldu ama evet işte sevdim. size daha öncesinde Kurt Cobain ismi geçen bir kitap nasıl kötü olabilir cümlesiyle gelmiştim Vincent Spinettinin Tuhaf Kariyeri kitabından bahsederken. Ve buna da aynısını söylüyorum. İçinde Kurt Cobain ismi geçen bir kitabın kötü olabileceğine inanmayı reddediyorum. Ve evet  içinde geçiyordu. bunun yanında sevdiğim bir çok şeyden bahsediliyordu.

İŞTE KİTAPTAN GÖZÜME TAKILANLAR

The Smiths
The Beatles
kurt cobain-grunge
gotik
The clash
The libertines
megadeth
motorhead
Pogo
yüzüklerin efendisi-gollum
otomatik portakal
eşekarısı fabrikası
james dean
narnia
Quenn
ve elizabeth sağ olsun GAZETECİLİK .)


ALINTILAR

Adım Poppy Lawson ve yaşadığım yeri sevmiyorum. On yedi yaşında olmak ve yaşadığın yeri sevmemek tam bir ergen klişesi olsa da gerçek bu. Aslında benim hayatımın sıradan olmayan hiçbir yanı yok.

Kimse kahveyi gerçekten sevmez.  Sadece sevmiş gibi yaparlar çünkü kahve içmek kendilerini birer yetişkinmiş gibi hissettirir.


‘’büyük  bir kalabalığın  içinde, çevredeki herkesin erkek arkadaşına tapındığını ve onu eve götürecek kişinin sen olduğunu bir hayal etsene’’ dedi Ruth
‘’ya da bir aşk şarkısını söylemek için akustik gitarını çıkardığını ve şarkının aslında sana yazıldığını bildiğini düşün’’ diye ekledi Lizzie

‘’ya da parlak dergilerde seni ne kadar çok sevdiğine dair verdiği demeçleri okuduğunu.’’ diye ekledi Amanda


‘’sana klişelerle ilgili bir şey söyleyeyim, tahmin edilebilir olsalar da yine de insana harika hissettirirler.’’


‘’birine karşı bu duyguları beslemediğim sürece de biriyle çıkmanın bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Henüz sadece 17 yaşındayız ve prensimizi bulmadan önce birkaç kurbağa öpmemiz gerektiğini  de biliyorum. Ama erkekler çok fazla efor istiyor ve karşımdaki o kişi olmadıktan sonra bu zahmete katlanmanın anlamı yok bence.’’ – Elizabeth


İşte büyümenin garip yanı da buydu. Bir gün,arkadaşlarınızla her şeyi aynı anda yapamayacağınızı anlıyordunuz.  Yaşamlarınız ayrılıyor, her birinizin başına başka başka şeyler geliyordu.  

İnsan ruh ikiziyle 17 yaşında karşılaşmazdı ki hatta birkaç hafta önceye kadar ruh ikizi kavramına bile inanmıyordum.

''Pekala, dinleyin çocuklar. Zamanı geldi. Hepinizin tuvalete gitmesini istiyorum.''
''Ah tanrım, yine başlıyoruz. Mesane polisi iş başında.''

Olması gereken şeyler her zaman olan şeylerle aynı olmaz; özellikle de konu aşksa. Mutlu sonlar kitapçıların kurgu raflarına aittir.(...) Noah ve ben asla gün batımına doğru koşamayacağız.

Gerçek aşk her derde deva olmaz. Gerçek aşk her zorluğu aşamaz ve en önemlisi gerçek aşkın sonu her zaman mutlu bitmez; konu bu değildir. Ama gerçek aşk sizi değiştirir. Yeniden şekillendirir. Kalbinizi yakıp her zamankinden güçlü ve çarpıcı bir anka kuşu gibi yeniden aydınlanan bir kora çevirir.

Hayatın gerçek sınavı herşey yolunda giderken bunla nasıl baş ettiğiniz değil; izin verirseniz sizi mahvedebilecek şeyler karşısında verdiğiniz mücadeledir.





1 yorum:

  1. aah tanrım,yine baslıyoruz. mesane polisi iş başında :D

    YanıtlaSil