Sayfalar

26 Nisan 2015 Pazar

The Giver - Seçilmiş

Uzun süre kitaplığımda kalan ve filmini izlemeden hemen önce okuduğum kitabın baya baya gecikmiş yorumu ile karşınızdayım sevgili kitapperestler.


Filmi çekilirken aldığım kitap, vizyona girip gitmeye karar verdiğim zamana kadar öylece kitaplığımda kaldı. Sonra filmi izlemeden okumam gerektiğini düşünerek iki gün içerisinde okudum. İnce bir kitap zaten. Arkadaş Yayınlarından çıkan kitaba sonradan film kapağı da basılarak kitap ciltli hale getirilmiş.

Kitabın filmle pek alakası yok. Kitap bana kalırsa bir filme aktarılamayacak kadar durgun ve oldukça felsefik. Bu yüzdende aktarırken çok fazla değişiklik yapılmış ve gereksiz bir sürü aksiyon sahnesi katılmış.

Kitabın tam anlamıyla bir genç yetişkin kitabı olduğunu söyleyemeyiz. Filme uyarlanmasıyla göz önüne çıksa da eski bir kitap. Tabi bu bir distopya ile karşılaşmamıza engel değil.

İnsanoğlu tarih boyunca farklılıklar yüzünden savaşmıştır. Bu kitap ise aynılığın nasıl bir cehennem olduğunu bize gösteriyor. Bu toplumda renkler yok, farklılıklar yok. Herkesin iki çocuğu var. Bunlar bir yaşına geldiklerinde yaşlıların verdiği isimlerle taşıyıcı annelerden alınıp ailelere veriliyor. Her çocuk dokuz yaşına geldiğinde bağımsızlığını simgeleyen bisikletine kavuşuyor. On iki yaşına geldiğinde ise mezun oluyor ve o zamana kadar yaptıkları doğrultusunda göreve atanıyorlar. Ama Jonas'ın görevi hiç de sıradan bir şey değil. O bir anı toplayıcısı. Bu işi toplulukta yapan tek kişi var ve eğitimi tamamlanınca bu kişi artık o olacak. Ama eğitimi tamamlaması ne kadar kolay?

Aynılığın bir çözüm olmadığını dünyanın farklılıklarla güzel olduğunu anlatan kitaptan bu kadar.
Bir başka distopyada başka bir isyanın parçası olana kadar takipte kalın.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder