Sayfalar

14 Mart 2014 Cuma

EŞLEŞME - YOL

Toplumda, kimi seveceğine, nerede çalışacağına, ne zaman öleceğine görevliler karar verir.

 Serinin 3. Kitabı isyanın raflarda yerini almasına kısa bir süre kala eşleşme serisinin ilk iki kitabını okuyup aklımda kalanlarıda sizle paylaşmak istedim.

 Öncelikle ilk kitabı ele alıcak olursak 
Serinin ilk kitabında cassia'nın dünyasına ilk kez adım atıyoruz. Ve benim beynim neredeyse alev alıcaktı. Düşünün herşeyınize toplum karar veriyor. Kimi seviceginizden ne zaman ölüceginize kadar. Bu kitapta işlenen mükemmellik teması aslında hayatın biraz da hatalarla güzel oldugunu bize gösteriyor. Yani anlayacagınız bu kitap ile adım atacagınız dünya tam bir istenmeyen ütopya. Ayrıca kitabın içerisinde geçen şiirler de kesinlikle harikaydı. Tabi hikaye distopya ve biraz da direniş fantastiği olunca akla uyumsuz/ Divergent ve tabi ki Açlık Oyunları/ The Hunger Games geliyor. Ben hepsini okudum ve içtenlikle söylüyorum ki Açlık Oyunlarından sonra kendini boşlukta hissedenler bu kitabı okuyarak kendileri tekrar başka insanların macerasına ortak edebilirler. 


İkinci kitaba gelicek olursak benim ikinci kitapta benimseyemedigim tek şey ilk kitabında hikaye sadece cassia'nin gözünden anlatılırken ikinci kitabında ky ve cassia olarak bölümlerin ayrılmasıydı.
İlk kitabın şiirlerinin ikinci kitabın başında tam haliyle verilmesine de ayrıca memnun kaldim. Ama beni rahatsız eden bir başka nokta daha vardı ki güzelim romantik sahne imla hatasıyla mahvolmuştu. "Kollarımı doladım" yerine "kıllarımı doladım" yazıyordu. :-)  neyse sonuçta kitap ile aramda tuhaf bir anı olarak kaldı diyelim ;) 
Kılavuz isyana, yani topluma karşı isyana öncülük eder ve asla ölmez. Çünkü bir kılavuz öldügü zaman, bir başka kılavuz devralır onun görevini. 
Ve tekrar tekrar yuvarlanan bir kaya gibi böyle sürüp gider bu.
Ally Condie - Yol (syf62)


Öyle Uysalca Gitme O Güzel Geceye - Dylan Thomas

Öyle uysalca gitme o güzel geceye.
İhtiyarlık yanmalı, coşmalı günün sonunda;
Hiddetle, hiddetle köpürmeli ışıgın soluşuna.

Bilgeler ömrün sonunda bilseler de karanlığın haklı çıktığını
  Onlar sözleriyle hiç şimşek çakamadıklarından,
    Öyle uysalca gitmezler o güzel geceye.


Gönlü yüceler ki, son bir kez sallarken ellerini ve ağlarken yana yakıla
 Ufak hayırları ışıl ışıl raks edebilirdi diye yemyeşil bir koyda,
Hiddetle hiddetle köpürür ışıgın soluşuna

 Vahşiler ki, yakalayıp türküler düzen güneşe havada
  İş işten geçip anlayınca bu yaktıkları güneşin batışına
      Öyle uysalca gitmezler  o güzel geceye

Mezarcılar ki, yanı başındaki ölümün, görünce körleten bir nazarla
Akan yıldızlar gibi parlayıp neşe saçabildigini kör gözlerin,
Hiddetle hiddetle köpürür ışıgın soluşuna


Ve sen babacığım, o kederli tepenin başında,
Yalvarırım lanetle, kutsa beni şimdi kızgın gözyaşlarınla.
  Öyle uysalca gitme o güzel geceye.
Hiddetle hiddetle köpürür ışıgın soluşuna

1 yorum:

  1. bir dünya bırakın biz yaratıklara ölümler olmasın fantastik ve gerçek dünyada..Söylenilecek şuki gerçekten hem fantastik tarzıyla bize başka bir dünyanın var olduğu gösteren bu yüzden umut etmemizi sağlayan hemde bütün gerçekliğiyle bugüne ışık tutan bir blog işte aranan blog!

    YanıtlaSil