Sayfalar

3 Aralık 2014 Çarşamba

ALAYCI KUŞ FİLMİNİN YORUMU İLE AÇLIK OYUNLARI SERİSİ

millet;
ben geldim. çok uzun zamandır bu seriye yorum yazmak istiyorum ama yazmak istediğim o kadar çok şey var ki bir türlü toparlayamadım ama Katniss'i bir kez daha beyaz perdede savaşırken görünce hemen klavyenin başına kuruldum.



isyan başlıyor,alev yayılıyor, alaycı kuş canlanıyor derken ketniss'in gittikçe koyulaşan saçları da dikkatimden kaçmadı.


Seride favorim ikinci kitap ama beyaz perde mevzu bahis olduğunda ilk filmdi. Dengeler biraz değişeceğe benziyor  çünkü oldukça vaat kar bir film ilk izledim. Umarım bölüm ikide de bu ruhu kaybetmemişlerdir. Ayrıca spoiler vermek gibi olmasın ama yazar Prim'in öldüğü sahneleri biraz çabuk geçmişti. Suzanne Collins en sevdiğim yazarlardan biri ama son bölümleri zaman atlayarak yazması pek de hoşuma gitmemişti açıkçası. Şöyle bir durup düşünürseniz siz de bana hak vereceksiniz. Her şey Prim için başlamıştı. ama Prim öldüğünde Katniss sadece donuklaşıyor mu? ki o da bir süreliğine. İnanmam. Neyse fazla uzattım size bu seri ile yazmak istediğim çok şey olduğunu söylemiştim. Ana fikir şu ki umarım son filmde o bölümler kitaptan daha iyidir.Neyse ben size önce filmden bahsedeyim genel yoruma daha sonra geçerim.
 Serinin önceki filminde ‘’HER DEVRİM BİR KIVILCIMLA BAŞLAR’’ mottosu ile karşılaşmıştık yeni mottomuz ise ‘BİZ YANARSAK SİZ DE BİZİMLE YANARSINIZ’

 İsyan artık başladı. Tek eksiklikleri alaycı kuşları. Onlara liderlik edecek biri ve bunu sadece kendisi gibi davranarak yapabilecek tek kişi: katniss everdenn the girl on fire yani alevler içindeki kız olarak tanıdığımız katnissimizden başkası değil tabi star çevirisi ile söyleyeceksek alev alev  yanan kız da olabilir. Katniss savaşçı ruhu ve tüm samimiyetiyle olaya el atıyor ama peeta haklı savaş can kaybı getirecek.
Ve bu canlar bize sayı ile belirtilenlerden daha fazlası yani ilk kitaptan beri bağrımıza bastığımız canlarımız. Zaten neden genç yetişkin yazarları son kitapta George R.R. Martin’ e bağlarlar hiç anlamam. Ben son kitabı hanging tree ve abrahams daughter şarkılarını tekrar tekrar dinleyerek ve gandalfı düşmüş frodo misali ‘’noooo’’ diye bağırarak okumuştum. Kitap bittiğinde ise yıkılmıştım. 





Filmdeki yeni karakterlerin arasından süzgecime takılan bir karakter: CRESSIDA



Bunun dışında film bu yıl içinde hayatını kaybeden philip seymour hoffman'ın son çalışması ve ona ithaf edilmiş.


Şimdi biraz geri sarmak ve asıl iyi olduğum şeyi yapmak yani kitapları eleştirmek istiyorum. Doğruyu söylemek gerekirse ben de açlık oyunları serisi ile filmi çekildikten sonra tanışan çogunluğun bir parçasıyım. Açlık oyunları filmini sinemada izlemiş ve tahmin edebildiğiniz gibi wuahha olup çıkmıştım salondan sonra ilk fırsatta kitabını alıp okumuştum. İkinci kitabı da abimden vampir sevdama gönderme yapmak amaçlı bir nice 1000 senelere notu ile hediye gelmişti ve kendime sürekli ‘’özge oburluk yapma sonra kitapsız kalıyorsun’’ diya notlar düşmeme rağmen üç gün içinde okumuştum. Sonraki süreçde biraz tahmin edilebilir. Sonra Ateşi Yakalamak’ı sinemada izledim. Tahmin edemeyecğiniz bir şey söyleyeyim. Mesela ikinci filmi izlerken 38 derece ateşimin olduğunu ve gözlerim sulana sulana ateşi yakalamış bir şekilde izlediğimi ve film arasında ağrı kesici içtiğimi. Üçüncü kitap da bir sonraki yıl 22 temmuz sabahında Uyumsuz ile birlikte masamın üstünde duruyordu.) ama okuduğum zamanı anlatırken pek gülücük koyamayacağım. İlk iki filmin soundtrackleri ve hayran yapımı hanging tree şarkısından oluşan çalma listem eşliğinde yukarıdaki benztmemi tekrarlamak istiyorum çünkü yazdıktan sonra hoşuma gitti. Gandalfı  düşmüş Frodo misali ‘’noooooooooo’’ diye bağırarak okumuştum. ikinci kitabı da aradan zaman geçtiği için ve kaçıncı kez olursa olsun bayıla bayıla okuyacağımdan da emin olarak tekrar okumuştum. ilk iki kitaba söz söylemek greksiz bence hariklardı. hatta bence ikinci kitap filminden güzel. Genç yetişkin kitapları favorilerimi oluştursa da çogunlukla duruşu olan eserler değildir. Oysa açlık oyunlarında bu var. Bir baş kaldırı hikayesi. Gelelim son kitaba benim için serilerin sonlanması her zaman hüzünlüydü. Çünkü bağ kurduğun karakterlein dünyası sana kapılarını kapatıyordu. Bu da yetmezmiş gibi genç yetişkin yazarları
 son kitapta George R.R. Martin’ e bağlar ve kitapta katiam yaparlar. sonra tüm bunlar yetmezmiş gibi son bölümlerde zaman atlayıp bunların üstünde durmazsa ben de isyan ederim. üzgünüm Suzanne Collins ama ruhumuza isyanı işleyen sendin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder