millet;
ben geldim. çok uzun zamandır bu seriye yorum yazmak istiyorum ama yazmak istediğim o kadar çok şey var ki bir türlü toparlayamadım ama Katniss'i bir kez daha beyaz perdede savaşırken görünce hemen klavyenin başına kuruldum.
isyan başlıyor,alev yayılıyor, alaycı kuş canlanıyor derken ketniss'in gittikçe koyulaşan saçları da dikkatimden kaçmadı.

Serinin önceki filminde ‘’HER DEVRİM BİR KIVILCIMLA BAŞLAR’’
mottosu ile karşılaşmıştık yeni mottomuz ise ‘BİZ YANARSAK SİZ DE BİZİMLE YANARSINIZ’
İsyan artık başladı. Tek
eksiklikleri alaycı kuşları. Onlara liderlik edecek biri ve bunu sadece kendisi
gibi davranarak yapabilecek tek kişi: katniss everdenn the girl on fire yani
alevler içindeki kız olarak tanıdığımız katnissimizden başkası değil tabi star
çevirisi ile söyleyeceksek alev alev yanan kız da olabilir. Katniss savaşçı ruhu ve tüm samimiyetiyle olaya el atıyor
ama peeta haklı savaş can kaybı getirecek.

Filmdeki yeni karakterlerin arasından süzgecime takılan bir karakter: CRESSIDA
Bunun dışında film bu yıl içinde hayatını kaybeden philip seymour hoffman'ın son çalışması ve ona ithaf edilmiş.
Şimdi biraz geri sarmak ve asıl iyi olduğum şeyi yapmak yani
kitapları eleştirmek istiyorum. Doğruyu söylemek gerekirse ben de açlık
oyunları serisi ile filmi çekildikten sonra tanışan çogunluğun bir parçasıyım. Açlık
oyunları filmini sinemada izlemiş ve tahmin edebildiğiniz gibi wuahha olup
çıkmıştım salondan sonra ilk fırsatta kitabını alıp okumuştum. İkinci kitabı da
abimden vampir sevdama gönderme yapmak amaçlı bir nice 1000 senelere notu ile
hediye gelmişti ve kendime sürekli ‘’özge oburluk yapma sonra kitapsız
kalıyorsun’’ diya notlar düşmeme rağmen üç gün içinde okumuştum. Sonraki süreçde
biraz tahmin edilebilir. Sonra Ateşi Yakalamak’ı sinemada izledim. Tahmin edemeyecğiniz
bir şey söyleyeyim. Mesela ikinci filmi izlerken 38 derece ateşimin olduğunu ve
gözlerim sulana sulana ateşi yakalamış bir şekilde izlediğimi ve film arasında
ağrı kesici içtiğimi. Üçüncü kitap da bir sonraki yıl 22 temmuz sabahında
Uyumsuz ile birlikte masamın üstünde duruyordu.) ama okuduğum zamanı anlatırken
pek gülücük koyamayacağım. İlk iki filmin soundtrackleri ve hayran yapımı
hanging tree şarkısından oluşan çalma listem eşliğinde yukarıdaki benztmemi
tekrarlamak istiyorum çünkü yazdıktan sonra hoşuma gitti. Gandalfı düşmüş Frodo misali ‘’noooooooooo’’ diye
bağırarak okumuştum. ikinci kitabı da aradan zaman geçtiği için ve kaçıncı kez olursa olsun bayıla bayıla okuyacağımdan da emin olarak tekrar okumuştum. ilk iki kitaba söz söylemek greksiz bence hariklardı. hatta bence ikinci kitap filminden güzel. Genç yetişkin
kitapları favorilerimi oluştursa da çogunlukla duruşu olan eserler değildir. Oysa
açlık oyunlarında bu var. Bir baş kaldırı hikayesi. Gelelim son kitaba benim
için serilerin sonlanması her zaman hüzünlüydü. Çünkü bağ kurduğun karakterlein
dünyası sana kapılarını kapatıyordu. Bu da yetmezmiş gibi genç yetişkin
yazarları
son kitapta George R.R. Martin’ e bağlar ve kitapta katiam yaparlar. sonra tüm bunlar yetmezmiş gibi son bölümlerde zaman atlayıp bunların üstünde durmazsa ben de isyan ederim. üzgünüm Suzanne Collins ama ruhumuza isyanı işleyen sendin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder