Hayatta kal.
Bu kitaba biraz haksızlık
ettim sanırım. Kitabı filminin çekileceği konuşulurken almıştım ama film vizyona girecek
henüz okudum. Sonrasında hep yeni kitaplar almıştım ve nasıl olduğunu
anlayamadan okuma listesinde altlara kaydı.
Distopyalarda ilk
bölümler sıkıcı gelir çünkü yazar size girdiğiniz dünyayı tanıtmak için
çırpınıyordur. Açıkçası ben de ilk elli sayfayı öf leye pöf leye okudum. Sürekli
bir şeyleri çözmeye çalışmaktan en az baş karakterimiz Thomas kadar
sıkılmıştım. Ama bana güvenin kitabın geri kalanında ilk bölümlerin acısını
çıkartıyorsunuz.
konudan kısaca bahsedecek olursak;
Kayran adı verilen, etrafı devasa taş duvarlarla çevrilmiş bir alanda hafızası silinmiş şekilde uyanan Thomas, kendisini aynı şekilde hafızası silinmiş ve nereden geldiğini hatırlamayan gençlerden oluşan bir topluluğun içinde bulur. Her 30 günde bir aralarına Thomas gibi yeni birisi katılan ve kendilerine Kayranlılar diyen bu topluluk, kapıları her sabah açılıp her akşam kapanan ve çevrelerini saran devasa bir labirentin içinde yaşamaktadır. Kayran’da sıkışıp kalan bu topluluk labirentten kaçmanın imkansız olduğuna inansa da, Thomas’ın gelmesiyle birlikte işler değişmeye ve bir umut yeşermeye başlar. Genç yetişkin romanı olarak oldukça ilgi çekici bir hikayeye sahip olan Labirent: Ölümcül Kaçış, yeni bir seriyi başlatma potansiyeline sahip gibi görünüyor. Dylan O’Brien, Kaya Scodelario, Thomas Brodie-Sangster ve Will Poulter gibi yıldızı parlayan genç oyuncuların başrolleri paylaştığı film, 19 Eylül’de vizyona girecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder