Sayfalar

24 Eylül 2016 Cumartesi

KİTAP ALIŞVERİŞİ -BAYRAM GANİMETLERİ-

Uzun zaman sonra kitap alışverişi yazısı yazıyorum. Blogda değilken de kitaplar aldım mı? Hem de kolilerce. Sanırım kitaplarımdan ayrı kalmış gibi hissettikçe çevremi daha çok kitap sarsın istedim. Ama artık bitti. Döndüm. Yazıyı biraz geciktirdim af ola.



Bayramın üçüncü gününde kızlarla taksim çıkartması yapıyoruz. Hemen istiklal'in başında D&R'a atıyoruz  kendimizi. İndirim köşesinde Virgiana Woolf'un Mrs. Dallloway'ini görünce eski bir dosta rastlamış ya da yakın arkadaşım kalabalığın ortasında sadece ikimizin anlayacağı bir şaka yapmış gibi sırıtmaya başlıyorum. çünkü The Hours filminde ismi geçen kitap olduğunu biliyorum. Hemen aralarından etiketlenmemiş bir tane buluyorum. - bu arada kitaplara etiket yapıştırılmasına çok gıcık oluyorum. Hatta bir keresinde istemsizce "hepsini etiketlemezseniz olmaz zaten" demiştim. sonra görevli anlamaya çalışır gibi bakınca durumu izah etmem gerekti-  tabi aynı bölümde doctor who kitabı görünce ona da aynısını yaptım. içimdeki ses "Özge okuyacak bir sürü kitabın var keep calm" dedi ama içimdeki whovianı zapt edemedim. artık Shada'nın yanında Doctor Who Savaş Makineleri duruyor. çıkmadan tabi ki dergi bölümüne de uğradım. Ve bu ay BAVUL aldım. bu sayıya bayıldım. eylül bitmeden bulursanız alın bence. bu arada eylül ayını buradan komple kitap ayı ilan ediyorum. eylüle bayılıyorum. Eylülü çok sevdiğimi söylemiş miydim? Yani size de sadece kahve içip kitap okumak için yapılmış bir ay gibi gelmiyor mu? Bence öyle.

Asıl bombaya geleyim ben o zaman izninizle. şimdi biraz heyecan yapalım. bir düşünün bakalım her büyücü ne ister? bence bildiniz. muggle dünyasında büyü yapabilecek yaşa gelince ben de asama kavuştum. Her potterhead'in hayalidir herhalde ilk olarak wizarding world mektubu almak sonra da asasını eline almak. Benden potterhead olmasın panda kardeşliğimizin biricik üyesi doygoo köstebek'e girince kendini kaybedip ne kadar HP ürünü varsa kurcalamaya başladı. sessizce görevliye yaklaşıp "kendi haline bırakın bir şeye zarar verirse Dobby gibi kendini cezalandırır zaten" dedim. aslında ben bunu söyleyince herif rahatlar sanmıştım ama biraz ters tepmiş olabilir ama buna rağmen mağazadan kovulmadık.) asaların 30 lira olduğunu öğrenince hemen aldık. o kendininkini hissedip seçmeyi tercih etse de ben "asalar sahiplerini seçer" diyerek köstebekteki kızın ilk uzattığı mürver asayı aldım.

Birine Şebnem Ferah'tan alıntı yapıp "seni istiklal caddesi kadar seviyorum" dersem bunu bir evlilik teklifi olarak görebilir. İstiklal Caddesi benim sayısız dengesizliğime ev sahipliği yaptı ama bebelere balon konserinden çıktığımda cadde boyunca kısılmış sesimle "hayko" diye bağırmamdan sonra duyguyla iki  slytherinli olarak elimizde mürver asalarla ortalıkta dolaşmamız en iyisiydi galiba.

Gezerken birkaç şey fotoğraflamayı da ihmal etmedim. Ne zamandır kitapçıya gitmiyorsam artık ben yeni gördüm bilmeyenler için yazmak istedim. Açlık Oyunları serisi Pegasus'tan Dex'e geçmiş ve baskısı değişmiş.

Yazımı geciktirdiğim için tekrar özür dileyerek kapatayım yazıyı. virgiana woolf severler için yazıda geçen the hours filminin izlenmesi gerektiğini de vurgulayayım. kitaplarla kalın, KitaPerestinizle kalın, takipte kalın ;)

çok yakında "sonsuz deniz" ile "duman ve kemiğin kızı" yorumlarımla size döneceğim.

Bana instagramda @oozgetan olarak ve kitap resimlerine de @kitaperestiniz de ulaşabilrsiniz.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder