Kitapperestlere selam olsun. Geç kalmış bir kitap yorumu ile yeniden buradayım. Her seferinde uzun süredir yazamadığımı belirtmeme gerek var
mı bilmiyorum ama kendimi bunu yaparaken buluyorum tıpkı her aşk kitabı
yorumuma istemsizce “normalde aşk kitapları okumam” cümlesiyle başlamam gibi.
Bir yıl kadar blogdan uzaktaydım ve bu yazı dönüşümde yazdığım ilk kitap yorumu
olacak. Formdan mı düşmüşüm kendimi geliştirip mi dönmüşüm okuyunca kararını
siz verin. Ben de katnipden sonra kendime en yakın bulduğum kitap kızı
cassiope’nin macerasına sizi davet edeyim.
5.dalga dünyasına geri dönüyoruz. Düşüşü hafifletmek için
kemerlerinizi bağlayın çünkü bu seri açlık oyunlarından sonra okuduğum seriler
arasında o tada en yaklaşan –harry potter ve lord of the rings’i bambaşka bir
yere kaldırıyorum geri kalan hiçbir seri bir hunger games olamaz benim gözümde - fantastik roman okumayı seven bilim kurgu
ekolünün yeni yetmelerinden biri olarak uzun zamandır okuduğum genç yetişkin
namı diğer young adult kitaplar belli bir zaman sonra heyecan vermek yerine
ağzımda bayat bir tat bırakmaya başlamıştı çünkü hepsi birbirine benzemeye
başlıyıp tahmin edilebilir oldular.–büyümekle de alakalı olabilir tabi ergenlik
girmesi kadar çıkması da problemli bir dönem-
lakin Rick Yancey’in akıp giden bir anlatımı var. Bir kitap okuyordan
çok bir macerayı paylaşıyor gibi hissediyorsunuz.
Serinin ilk kitabındaki macera kaldığı yerden devam ediyor.
Bunu klişe bir cümle olarak görmeyin çünkü sonsuz deniz’in bir 6.dalgası yok.
İlk kitabın sonunda beşinci dalganın kendilerinden fazlası olmadığını öğrenen
kahramanlarımız bu kitapta içlerindeki denize çekilip bunu kabullenme sürecine
giriyorlar. Yani ikinci kitapta karakterlerin iç dünyasına ve geçmişine daha
fazla kapı açıyor Yancey. Bu kulağa
kolay geliyor olabilir ama ben de size uzaylıların istilası altındaki bir dünya
içinize çekilmek için doğru yer mi diye sorarım özellikle de aranırken.
Serinin ilk kitabını bitirdiğimde ikincisini elime almak
için sabırsızlandığımı hatırlıyorum. Kitabın çeviri süresi benim için oldukça
huzursuz bir bekleyişti anlayacağınız lakin kitap elime geçtiğinde ben ygs
maratonu içindeydim ki kendimi yitirdiğim iğrenç bir dönemdi. O yüzden bir yıl
sonra okuduğum devam kitabının alışmaya çalıştığım üniversite yüzünden bir ay
gecikmiş yorumunu size takdim ediyorum. İki kitap arasına böyle uzun bir süre girince
hatırlatma çalışması olarak filmini izledim. Film ölümcül oyuncaklar kadar kötü
bir uyarlama olmasa da ben size filmini değil kitabını öneriyorum.
Geçen süreye inat iki günde bitirdim kitabı. Geceleri “şu
bölüm de bitsin… ama bu tuhaf bitti aklım kalmasın” derken baya ilerlemişim. Bana
bu kitap yeni bir maceradan çok ilk kitabın soru işaretleri üzerine eğilmiş
gibi geldi.karakterleri daha derin işleyen yazar olayları ikinci plana almış
gibi. Yancey bize ilk kitapta bir dünya inşa etti ve sokaklarında gezip
macerasına ortak olalım diye kapıyı aralı bırakıp geri çekildi. biz de nefesimiz
kesilinceye dek karakterlerle koştuk. Şimdi. Şimdi ise beraber koştuğumuz karakterlerin
zihnindeyiz. içlerindeki sonsuz denizin
bazen buz kesen bazen ise yakan sularına emanetiz. Yeni kitabı sabırsızlıkla
bekliyorum.
Kitaplarla kalın, kendiniz gibi kalın, takipte kalın ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder